Scroll Top

Damar Yolu Tedavileri

Damardan uygulama, hız, doz kontrolü ve etkinlik açısından pek çok durumda oral yoldan üstündür.
Doğru içerik, doğru doz ve uzman kontrolüyle uygulandığında; damar yolu tedavileri bağışıklığı güçlendirme, hücresel enerji desteği sağlama ve genel sağlığı koruma yönünden önemli faydalar sunabilir. Günümüzde vitamin, mineral, amino asit ve antioksidan içeriklerin damar içi infüzyonlarıyla uygulanması, fonksiyonel tıp ve tamamlayıcı tıbbın da önemli bir parçası haline gelmiştir.

Ancak bu uygulamalar tıbbi bir girişimdir ve kişiye özel değerlendirme gerektirir. Gerek hastalık tedavisinde gerekse sağlıklı yaşam desteğinde intravenöz uygulamalar, sadece uzman doktor tarafından sağlık kuruluşlarında uygulanmalıdır. Herhangi bir reaksiyon geliştiğinde müdahele edilebilmelidir.
NEDEN DAMAR YOLU?
Biyoyararlanımın Maksimuma Ulaşması
Ağızdan alınan birçok ilaç veya besin maddesi sindirim sisteminden geçerken enzimler tarafından parçalanır veya karaciğerden ilk geçişte (first-pass effect) etkisini kaybedebilir. Damardan verildiğinde bu aşamalar atlanır ve madde doğrudan kana karışır.

Örnegin C vitamini ağızdan alındığında kan düzeyinde belli bir sınırı geçemezken, damardan uygulandığında bu düzeyin 50-100 katına kadar çıkması mümkündür.
Hızlı Etki Başlaması
Damar yolu uygulamalarında etken madde doğrudan dolaşıma girdiği için etki dakikalar içinde başlar.
Yüksek Doz Uygulama İmkânı
Ağızdan alınan yüksek doz vitaminler veya mineraller, mide ve bağırsaklarda rahatsızlığa yol açabilir. Damardan verildiğinde bu dozlar daha güvenli ve etkili şekilde vücuda alınabilir.
Emilim Sorunlarının Aşılması
Sindirim sistemi hastalıkları (örneğin emilim bozuklukları, mide-bağırsak ameliyatları, Crohn hastalığı gibi) olan kişilerde, oral yolla alınan maddelerin emilimi yetersiz olabilir. Damar yolu uygulaması bu durumda kesin emilim sağlar.
Sindirim Sistemini Yormaz
Bazı durumlarda mide-bağırsak sistemi dinlendirilmeli veya sağlıklı çalışmıyorsa (örn. ameliyat sonrası, kusma, ishal), damar yolu tedavileri hayati sıvı ve besin takviyesi sağlar.
KLİNİĞİMİZDE UYGULANAN TEDAVİLER
Magnezyum; ıspanak, badem, kakao, tam tahıllar, baklagiller ve bazı balıklarda bulunur. Ancak; endüstriyel tarım yöntemleriyle toprakların mineral içeriğinin fakirleşmesi, işlenmiş gıdaların, magnezyumdan neredeyse tamamen arındırılması magnezyum eksikliğine yol açar. Keza günlük yaşamda stres, fazla kafein ve alkol tüketimi, vücuttaki magnezyum ihtiyacını artırır. Dolayısıyla pek çok insan farkında olmadan magnezyum eksikliği yaşar.

Bazı kişilerde bağırsaklardan magnezyumun yeterli düzeyde emilmesi mümkün değildir. Ağızdan alınan magnezyum sindirim sisteminde kalır ama kana geçemez. Damardan uygulama, bu sorunu tamamen ortadan kaldırır.
Demir besinlerden alınabilir — özellikle kırmızı et, karaciğer, ıspanak, mercimek gibi gıdalarda bolca bulunur. Ancak bazı durumlarda besinlerden ya da ağızdan alınan demir yeterli olmaz ya da vücut onu kullanamaz.

Çeşitli sorunlar sebebiyle (Çölyak, Crohn, ülseratif kolit, mide küçültme ameliyatı, konik iltihabi hastalıklar) emilemediğinde veya iyi tolere edilmediğinde (kabızlık, ishal, mide bulantısı), hızlı demir takviyesi veya fonksiyonel demir eksikliğinin bulunduğu durumlarda damar yoluyla verilmesi tercih edilir.

Ayrıca ağızdan alındığında, özellikle yüksek dozlarda ve uzun süre kullanıldığında bağırsak florasını (mikrobiyotayı) olumsuz etkileyebilir. Bağırsaktan emilim genellikle %10–20 civarındadır. Geri kalan demir bağırsak lümeninde kalır ve zararlı (patojen) bakterilerin çoğalmasını teşvik eder, yararlı bakterileri baskılayabilir, bağırsak geçirgenliğini (leaky gut) artırabilir.
Ağızdan alımda C vitamini emilimi bağırsaktan sınırlıdır. İntravenöz uygulama, bu sınırı aşarak farmakolojik etkiler gösterir — yani sadece eksikliği tamamlamakla kalmaz, hücresel düzeyde tedavi edici roller üstlenebilir.

C vitamini aynı zamanda kolajenin öncüsüdür. Belli bir yaştan sonra düşen kolajenimizi desteklemek amacıyla intravenöz c vitamini tedaveliri önerilir.

C vitamini antioksidan olarak da etkilidir. Bu etkisiyle farklı dozlarda farklı antioksidan etkiler yaparak viral enfesksiyonlardan kanser tedavisine kadar çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.
Glutatyon ve alfa lipoik asit gibi moleküller, vücudun hücresel temizlik ve onarım sistemlerinin merkezinde yer alır.

Ağızdan alınan glutatyon, sindirim sisteminde kolayca parçalanır. Damar yoluyla uygulama, doğrudan kana karışmasını sağlayarak biyoyararlanımını maksimize eder.

Alfa lipoik asit, hem suda hem yağda çözünebilen çok yönlü bir antioksidandır. Hücre enerji santrali olan mitokondride görev alır.

Bu iki bileşik birlikte uygulandığında sinerjik etki gösterir. Özellikle kronik yorgunluk, fibromiyalji, nörolojik sorunlar ve ağır metal detoksu gibi alanlarda bu iki bileşik birlikte kullanılarak etkili sonuçlar elde edilebilir.
Prokain, 1905 yılında keşfedilen ilk sentetik lokal anesteziklerden biridir. Ancak sadece ağrı kesici değil, vejetatif sinir sistemi, bağışıklık ve hücresel regülasyon üzerinde de etkileri olduğu keşfedildikçe, özellikle Nöralterapi ve biyoregülasyon tıbbı alanlarında yeni bir çehre kazanmıştır.

Damar yolu uygulamada kullanılan formu olan prokain baz, sistemik etkiler yaratmak üzere özel olarak formüle edilir. Hücre zarı stabilizasyonundan antiinflamatuar etkiye kadar çok sayıda potansiyel faydası vardır. İçerisindeki sodyum bikarbonatla vücut asiditesinin tedavisi için kullanılır.
Diğer Tedaviler
Clear Filters
Akupunktur
Fitoterapi